29 Ocak 2013 Salı

Aynı Morgdaki İki Yabancı

Aynı mezarlıktaki iki kefensiz,huysuz âşık...

   Hayatın bu kadar kolay olmasından dolayı mı yaşamaya üşendin ? Yoksa yaşamaya değen hiçbir şey mi göremedin ? Senin bahanen ne yabancı ? Aynı morgdayız işte.Aynı soğukluk,aynı ölüm kokusu,aynı tat,aynı biten aşklar..Senin de bir bahanen olmalıydı.Çünkü hayatı içine alamayacak kadar gençtin.Belki de yaşanmışlıklarını geride bırakıp sadece sevmeye yöneldin.Nerede hata yaptın ? Yaşamanın neresini beceremedin ? Aynı morgda iki yabancıyız işte şimdi.Çünkü şimdi ne sen beni tanıyabilecek haldesin ne de ben seni sevebilecek halde.Ne senin gücün var dirilmeye ne de benim.İkimizin de ayağına asılan etiket beyaz değil.Üzgünüm,morgdaki kimse birbirini tanıyamaz.Aynı soğuk havayı solumaktan bile acizken nasıl tanırız ki birbirimizi ? Hadi kolaysa çık karşıma dikil ! Hesabını sor bana beraber geçirdiğimiz her günün hatta morgdaki o tek renkli dolabıma tekme at.Yapamazsın senin de gücün kalmadı biliyorum.
   Gördüğün üzere biz seninle iki yabancıyız aynı morgda aynı havayı soğuk havayı solumaktan aciz.Ve bu sefer ki ölüm çok tanıdık.yarım kalmayan hayallerle beraber çok aşk gömdüm şu kalbe kefensiz.Fakat bu seferki çok tanıdık.Sorun ölüsüne tükürmek istediğim insanlarda değil.Onlar zaten mevcutlar.Sorun onların sayısının her geçen gün artmasında.Ölüne tükürmek isterken aynı morgdayız işte şans.Kefeni renkli olan bir ceset görürsen o da benim.Hani toz pembe hayallerimiz vardı da sen içine etmiştin,işte öyle toz pembe bir kefen görürsen o benimki.Gördüğüne inanma,inandığına da ihanet etme.Buradan kaç git.İstemiyorum seninle aynı morgda olmak.
   Artık ölüne de tükürmek istemiyorum.Özgürsün hadi kaç git buradan.Gidebildiğin en uzak yere git.Neden olmuyor ? Neden yaşayamıyorum senin varlığını hissetmeden ? Hadi git artık saat geç oldu.Git dedim,geri gelme.Ölü gömme töreni yapılmaz cennette üzgünüm.O yüzden aynı morgdaki iki yabancıdan ibaretiz.Git artık.Ne yanımdaki varlığını hissetmek istiyorum ne de bana bakamayacak olan gözlerini.
  Umrumda değil,gitme yanımda kal...Morgdaki iki yabancıdan ibaret olmayalım...

28 Ocak 2013 Pazartesi

Yalnızlığın Kölelerinin Masum Bir Şarkısı : Pişmanlık


Duyduğun pişmanlıktır bazen çektiğin her acının nedeni. Saklamak istersin birkaç sahte gülücükle öfkeni. Pişmanlıktır bazen seni içten içe yiyip bitiren. Pişmansındır çünkü yaşamak istemediğin her şeyi yaşamışsındır. Umutsuz kalmışsındır. Kendi pozitif olan,insanların seni buna yakıştırdığı kimliğini bozmamak için hiçbir şey yokmuş gibi gülmeye devam edersin.  İnsanlar anlamaz , hatta belki sana en yakın olanlar bile. Çıkıp kimse sana "Neyin var?" diye sormaz. Mutlusun ya işte, gülüyorsun ya. Anlamadan, bilmeden, aldırış etmezler senin sessiz çığlıklarına. Pişmanlıkların her geçen gün seni yormaya devam eder. Yorulursun ama gülmeye devam edersin, ağlarsın ama gülersin, yalnızsındır için kan ağlar gözyaşlarının gözyaşları hafifçe süzülürken bile gülersin. Kim inanır gülmeyi sevmeyen bir palyaço olduğuna ki ? Ben çok yoruldum ve gülmeyi severim. İnsanlar seni anlamaz. Kendini yorma. Gülme de. Yaşadım biliyorum.Palyaço haline geliyorsun işte. Evet, pişmanım yaptıklarımdan, yaşadıklarımdan ama en çok da sanki hiçbir şey olmamış gibi bunları gülümseyişlerimle örtmekten pişmanım. Ben ağlayamam.Olur mu hiç yakışır mı ağlamak bana ? Ben ki yıllarca içimdeki nefretimi gülümsememle saklamış biri nasıl ağlarım ki ? Olmaz kendi benliğime sırt çevirmek olur. Ve ben yeterince pişmanım.  Sen de pişmansın biliyorum. Kim bilir belki böyle böyle kurtuluruz pişmanlıklarımızdan. Ne zaman aynaya baksan gördüğün o yüzdeki gülümsemenin sahte olmasının nedeni de pişmanlığın. Kendi içinde kaybettiklerin orada kalmaya mecburlar. Aç gözünü aç ! Geçmişin de geçmişte artık. Ne geri dönüp onları yaşatma şansın var ne de onları geleceğinde yaşatmaya. Olan oldu her şey için çok geç. Geçmişindeki şeyler eğer hâlâ seninle geliyorlarsa durma bak onların çaresine. Üzgünüm ama pişmanlık bunlardan değil işte. Pişmansan pişmansındır. Geri dönüşü yoktur bunun. Ama kendini paramparça etmene değmez o geri dönüşü olmayanlar bile. Şimdi tekrar aç gözünü ! Olan oldu biten bitti çünkü.  Emin ol yaşamak için asla geç değil. Uyanık olduğun sürece. Kendine gel, kendinden güç al. Senin olan pişmanlıklarını karşındakine sat. Kendini küçük görme ki insanlar pişmanlıklarından faydalanıp seni yargılamasın. Ama sen sen ol insanların "Pişman mısın ?" sorusuna "Evet." cevabını verme. Çünkü pişman olmadığın bir şey bile ise artık ondan da pişmanlık duyarsın. İnsanların düşüncelerini önemseme evet bencillikse bencilsindir. Ben belki de sadece pişmanım...  Sen de pişmansın biliyorum. Kim bilir belki böyle böyle kurtuluruz pişmanlıklarımızdan. Olan oldu. Her şey için çok geç. Kendine gel. 

27 Ocak 2013 Pazar

Kendi İçinizde Kaybettikleriniz

İçinizde ne unuttunuz bilmiyorum.ne kaybettiniz onu da bilmiyorum.Sevmeyi unutup ne zaman bu kadar bencil oldunuz onu da bilmiyorum.Sadece ben yazıyorum öyle boş boş belki de.Okumaya değer ama yazdıklarım en azından bir göz atın.Ne yazabilir ki bu kadar az hayat tecrübesi olan bir insan Birçok şeyi.Söyleyemediklerinizi hatta.İçinize atıp kendi içinizde kaybettiklerinizi bile.Sevmiyorsunuz kendinizi hadi itiraf edin.Masum görünmeye çalışsanız bile masum değilsiniz.Yazmak bir hobi değildir üzgünüm.Aklınıza geleni yazamazsınız.Kelimelerin beyninizde fütursuzca sıralanıp kişiliğinizi yansıtması gerekir.İtiraf edin yazmayı beceremiyorsunuz.Kendi içinize atıp en kolay bulduğunuz tek şey : Nefret.Onu da insanlar için harcıyorsunuz.Birgün adam yerine koyup sevdiğiniz adama\kadına ertesi gün küfürlerin en beteri bile az kalıyor.Yaşamayı beceremiyorsunuz.Ama ben bu yüzden buradayım işte.Korkarken içinize atıp içinizde birikenleri buraya kusturuyorum ben.İlki bu kadar.....