26 Eylül 2015 Cumartesi

Cehennem Kusması



"Güneşli günler geldiğinde ömrümüz bitecek."

 Bilir misin o geceleri? Elinizden gelene tek şeyin ağlamak olduğu geceleri? Yeni hayaller ve kırıklıklarını bilir misiniz? Elinizden tutup sizi ayağa kaldıran kişiyle sırtınıza tekme atıp sizi yere düşüren kişinin aynı olması ne demektir bilir misin? Bilir misiniz, yağmursuz bir havada ölmek nasıl bir şeydir? 

Bilmezsiniz azizim. Her insan kendi cehenneminde kavrulur, yanar. Siz bunu bilemezsiniz. İçiniz yanarken gözyaşlarınız eritir yanaklarınızı. Size bu satırları yazdıran ismi lazım olmayan şahıslar mutludur oysa ki. Hayatlarına devam ediyordur her biri! Size bu satırları yazdıran sözüm ona adamların götünde pireler uçuşa uçuşa uyurlar. Siz bilmem kaç saat uykuyla ilaçlarla ayakta durmaya çalışırken. Siz ölürken azizim, onlar mutludur. 

Tabii ya hayat devam ediyor. herkes kendi yoluna baksın. Herkes kendi hayatına baksın. Herkes kendi cehenneminde gebersin. Peki duygularınız ölmüşken ruhunuz bedeninizden sıyrılıp gitmişken mutlu olmayı dilemez miydiniz? Peki kalbiniz yanarken hala içinizde bir parça umut olsun istemez miydiniz? 

Yalan yok ben isterdim.

Umursamaz bir insan olmayı  bu blogu bana açtıran sebepleri umursamamayı isterdim. Şu an bu satırları yazmamın sebebini umursamamak isterdim. "Koy göte kızım hayat devam ediyor." deyip yeni bir sayfa açmayı isterdim. "Boş ver kızım değmez." deyip mutlu olmayı dilerdim.

Yalan yok, kötü bir insan olmayı isterdim. 

Kimseyi takmamayı, herkesin derdini kendi derdim gibi benimsememeyi isterdim. İsterdim efendim dolunaylı bir gecede Moonlight Sonata çalarken ağlamamayı. İsterdim ben de elbette ki bütün her şeyi unutup yoluma bakmayı. 

Yapamıyorum. 

Yapamıyorum azizim. Kaçamıyorum içimdeki benden. Yapamıyorum azizim, güçlü kalamıyorum. Kendi hayatımın hızına, kendim yetişemiyorum. Sadece ağlayabiliyorum. Elimden gelen tek şey bu. Belki de ne kadar zayıf bir insan olduğumun bir numaralı kanıtıdır bu, belki de ne kadar uzun zamandır güçlü kaldığımın tapu gibi kanıtıdır.

Güzel olurdu oysa ki. 

Güzel olurdu hayatımda keşkelere hiç yer vermeseydim. Akıllanır mıyım bilmiyorum. bir daha aşık olur muyum bilmiyorum. Biliyorum, olamam. Çünkü bir daha on yedi yaşıma dönemem. Bir daha bu yaşımdaki gibi sevemem kimseyi. Bir daha aşk sarhoşu olamam azizim. Biliyorum, kimseden kendim kadar nefret edemem. 

Bilmiyorum.

Güneşli günleri görebilecek miyim? Ya da en azından güneş doğacak bir daha benim şu körelmiş ruhuma? İnsanın içinde nasıl bir cehennem vardır bilir misin? Ben bilmiyorum. Ama bildiğim tek bir şey var ki bu cehennemin sönmediği. Ama bildiğim tek bir şey var ki bu cehennemin beni ele geçirdiği. 

Henüz erken. 

Kadeh kadeh içecek yalnızlıklarımız varken, gitmek için vakit henüz erken. Sonbahar gecelerinde ağlamayacaksak ölmek için henüz erken. Sevemeyeceksek yağmuru bir bulvarda derin ve serin ıslanmak için erken. Biz gülünce bizi yazamayacaksa Cemal Süreya sonbahar için erken. ağladığımda yanmayacaksa sarı sokak lambaları umutsuzluğa alışmak için erken.

Umutsuzluğa alışmayın, yatağa küs girmeyin. 

Ağlamaktan uyuyamadığınız geceler oldu biliyorum. Sizi üzen ama buna değmeyecek insanlar için yaktığınız geceler, gecelerle birlikte sigaralar oldu biliyorum. Ruhunuzun kanadığını hissettiğiniz zaman, geçmişe dönmeyi arzuladığınız o büyülü anlar oldu biliyorum. Ama geçti değil mi hepsi? Alıştınız hepsine. Hepsine alışıyor insan. Ben daha yeni başlıyorum. Cehennemin ateşi daha yeni yanmaya başladı. Katılmayın bana. Bir avuç sessizlik yeter gecemi aydınlatmaya.

Düşünün.

En kötü geceniz, sabaha; en kötü sabahınız geceye dönüşüverdi birden. En kötü uykunuz bölündü. En kötü rüyanızı çoktan gördünüz. Karanlık kim bilir belki de biraz hüzün eşlik etti size, siz ağlarken. Biliyorum ağladınız siz de yağmur yağarken.

1 yorum:

  1. belki yazdıgım bir yorum ufak da olsa mutlu eder mi bilemem...biz insanlar mutlu olalım diye yaşamıyoruz azizim...sırada beklediğimiz tüm arkadaşlara selamlar :)

    YanıtlaSil