11 Temmuz 2013 Perşembe

Güçsüz Kokarca'dan Birkaç Akla Takılası Terim


RESİM GÖZÜNÜ KORKUTMASIN ! 

AŞK 
Geceler değildir canımızı yakan. Gece düşündüklerimizdir. Ve hiçbirimiz çektiğimiz acıyı hatırlamayız, acı çektiğimizi hatırlarız. Ve bu yüzdendir "Sessiz Çığlıklar"ımız. Üzgünüm ama aşk, imkansızlıktır. Yalnızlıktır... Asla aşık olduğun biri sana aşık değildir. Veya sana aşık olan birine aşık olmazsın. Aşk, adaletsizliktir. Bir taraf her zaman daha çok sever. Kaybediştir aşk. "Sessiz Çığlıklar"ımızdır gecenin bitmek bilmeyen uçsuz bucaksız derin kuyusunda yankılanan. Hiçbirimiz aşık olduğumuzu hatırlamayız. O duyguyu aşık olmadan bir daha hatırlayamayız. Aşık olduğumuzu hatırlarız. O duyguyu değil. Hiçbirimiz tanımadığımız birine aşık olamayız. Aşk, ruhtur. Hoşlanma dış görünüştür. Aşk, ruhun giydiği en güzel kıyafetleridir. Sevgi ile farklıdır ama. Nefretle zıt olduğunu düşünen varsa şimdi sağ üstteki çarpı tuşuna basabilir mi hemen ? Lütfen..

SİNİR 

1 2 3.. 1 2 3.. Bir (i)ki üç.. Bir (i)ki üç.. Nefes al, nefes ver. Kontrol senin elinde olsun bırak. Kimsenin seni üzmesine izin verme. Üzülmenin başka bir boyutudur sinir, sinirlenme. Sakin ol biraz. Bırak, kontrol senin elinde olsun. İnsanlar seni kızdırmak için her boku yerler. Onlara istedikleri şeyi verme. Hırslı ol ! Kimseyi kızdırma demiyorum, kimseyi üzme diyorum. Kızdırmak eğlencelidir. Bu yüzden insanlar kızdırmayı sever. Ama üzmek... Üzmek öyle değil. İnsanları kırmak zevk vermez. Vermemeli. Veriyorsa da camını aç aşağıya atla. Bir dakika bile düşünme. Ölümün kölesi olmuşsun zaten. Sinir, kalbinin yanmasıdır. Kazık yemektir. Gözyaşıdır kimi zaman, kimi zaman edilen birkaç basit küfürdür. 

ÖZLEM 

Hayattaysanız ve eğer yaşıyorsanız, mutlaka özlediğiniz bir şeyler vardır. kendinize bile itiraf edemezsiniz biliyorum o yüzden küçük yazdın korkmayın buraya yazılanlar aramızda kalıyor. Belki özlediğiniz anılarınız vardır. Belki çocukluğunuz. Belki eski sevgiliniz. Belki yıllanmış şaraplarınız. Belki terk edip gittiklerinizden özledikleriniz vardır. Hay hay, ben bunları bilemem. Tahmin edebilirim ancak. Özlem çok boktandır aslında. Bir daha asla ulaşamayacağınız şeyleri özler durursunuz. Belki de ulaşabileceğiniz şeylerdir. Ama yine de zaman denilen şu lanet vardır başınızda. Beklemek, özlerken canınızı yakar. Akrep ile yelkovan her dakikayı usul usul işler saatine. Beklemek yakar canınızı özlemek değil. Özlemek boktan olduğu kadar da güzeldir çünkü. Özlemek hafızanızı tazeler. İster istemez sahip olduğunuz geçmişe dair bütün anılarınızı gece tavana yansıttığınız o perdeden izlersiniz. Özlemek canınızı yakmaz. "Ne günlerdi !" diye düşündüğünüz hiçbir şey sizin canınızı yakamaz. Özlemek güz...boktandır işte. 

HÜZÜN 

Sağ olsun kimi geceler hiç eksik olmaz yanımızdan. Gözyaşlarımız akıp gider. Yanağımızdan akıp giderken gözyaşlarımız, biz ne yapacağımızı bilmeden sadece ağlamaya devam ederiz. Ne kadar acıtsa da canımızı yapmaktan vazgeçemeyeceğimiz şeyler vardır. Hüzünlenmek gibi. Ne olacağını biliriz hep sonunda. Ağlayacağızdır işte. Daha net olabilir ki ? Sonunu bile bile bir sinemada filme gitmek gibidir hüzünlenmek. Her zaman ağlar mıyız sonunda ? Hayır hayır hayır ! Yanlış anlaşılmak istemem. Hiç ağlamayan bir insan ağlaya da bilir, hep ağlayan bir insan da tatlı tatlı gülümseyebilir sonunda. Bu son bir son değildir !  Hayat devam ettiği sürece, bize eşlik edecek olan çok duygumuz vardır. Hüzün yalnızca biri... 

NEFRET 

Kimi zaman bir kişiye karşı beslenilen, kimi zaman bir şeye karşı duyulan... Neyse tanımını geçelim. Neden nefret ederiz ? Ya da nefret edince elimize ne geçiyor. Şahsen ben kimsenin eski sevgilisini sevdiğini düşünmüyorum. Aşk, hırs işidir. Hırslanan insanlar nefret eder. Çünkü o kadar çok hırs vardır ki hayatlarında onların hedeflerine ulaşmalarına engel olan ne varsa ondan nefret ederler. Bu kimi zaman sevdiğin insanla arana giren lanet bir kızdır, kimi zaman başarıya ulaşmak için mücadele etmeniz gerek bilmem kaç milyon rakibinizdir. Aşk üzerinden nefretten gitmek istiyorum sanırım. Neyse. Birine aşık olursunuz. Aşık olduğunuz kişi de zor ama size aşık olur. Ya da zamanla olur işte. Ne bileyim bulunur herhalde bir yolu. Sonra sizi terk eder. "Bunu nasıl yapar ?" diye içten içe hırslanırsınız. Farkında olmadan. Ona aşıkken bile içten içe bu hırsı besler, büyütürsünüz içinde. "O benim ! Benden başka kimseyle olamaz. Yalnız ben olmalıyım onun hayatında !" içten içe hırstır bu. ama halk arasında bilinen adı kıskançlıktır. Böylece KISKANÇLIK tanımını yapmış olduk.Kimseyi istemezsiniz bir kere nefret ettikten sonra. Ama en kötüsü şüphesiz, kendinizden nefret etmeye başladığınız o andır.

SEVGİ 

Sevgi, iki kelimenin çok daha ötesinde yaşanması gereken bir duygu. "Seni seviyorum, ben de seni." hoppa hüüp tamam topla abi gel sağa yanaş... Bu kadar kolay değil. Olmamalı. Şimdilerde çok basitleştirelen bir duygu bence sevgi. Bu kadar kolay olmaması gereken bir duygu. Her önümüze çıkana "Seni seviyorum." deyip basitleştirilmemesi gereken bir duygu. Bu duygunun altına saklayabileceğimiz çok şey oluyor. Mesela "Canımı yakıyor ama olsun yine de ben onu seviyorum." Ulan olsunu mu var işin ? Herif ya da kadın ağzına sıçacak duygularını mahvedecek "Olsun, seviyorum" mu diyeceksin ? Mal mısın evladım sen ? Bir anlayamadınız gitti. Hayatta hiçbir şey kendimizden önemli değil. Bencillik mi ? Hayır değil. Sevdiğin bir insanı düşünürsün öyle değil mi ? Onun iyiliğini istersin ? Hiçbir art niyet olmadan... Sadece onun iyiliğini düşünürsün. O halde neden kendininkini de düşünmüyorsun ? Bencillik değil bu. Bence herkesin yapması gerek hatta. Sevmek, ilk kendini sevmekle başlar çünkü. Kendini sevmeden başka insanları sevemezsin. Kendinini sevmezsen başka insanlar seni sevmez. 

KARPUZ 

Ay canım çekti. Konu dışı ama ne yapayayım. Olsa da yesek ya. Yazın iyi gider. Neyse devam edelim. 

YAŞAM

Yaşamımız boyunca etrafımızdaki insanları üzmemek kırmamak isteriz. Kendimizi düşünmeyiz çoğu zaman. Bizim dışımızda herkesi mutlu etmek gibi bir uğraşımız olduğu için kendimiz kimi zaman hatta çoğu zaman mutsuz oluruz. Bu böyle olmak zorunda elbette ki değil. Kendimizi mutlu ederken başka insanları da mutlu etmeyi öğrendiğimizde yaşamayı öğreneceğiz. Ve ben o zaman yazacağım buraya.

ÖLÜM

Kendine iyi bak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder